Tek tıp, tek sağlık

İnsan, Hz. Âdem’in (as) dünyaya gönderilişinden itibaren çevresinde var olan hem bitkiler hem de hayvanlar âlemi ile münasebetler kurmuş; bunun sonucunda çevresinde neye dikkat edip, nelere meyletmesi gerektiği konusunda gelişme göstermiştir. Ne zaman çevresindekilerden zarar görmüş, yaralanmış veya hastalanmış; işte o zaman bu derdine bir derman arayarak Allah’ın onun için teşekkül ettirdiği eczahane-i kübra olan küre-i arzdaki nebatat ve hayvanata yüzünü dönmüş. İşte bu arayış ve insandaki tekâmül kanunu tıp ilminin intişarına medar olmuştur.

Tıp ilminin eski zamanlardaki uygulanışına baktığımızda, bir bütün halinde uygulanan ve gelişen bir sistem görmekteyiz. Aristo, İbn-i Sina, Hipokrat gibi büyük âlimlerin hepsi tıp ilmini bir bütün olarak ele almış, bu bağlamda hem insan hem hayvan hem bitki sağlığını en optimal seviyede tutabilmek için çaba sarfetmişlerdir ki; hayvan veya bitkilerdeki bir problemin insan sağlığına direkt olarak etki edeceği hususunda ittifak etmişlerdir.

Günümüze baktığımızda ise durum bir hayli farklı, hatta vahim gözüküyor. Beşerî hekimler ve veteriner hekimler kutuplaştırılıyor, birlikte hareket etmeleri kısıtlanıyor. Bu konu ile ilgili ünlü tıp bilim insanı Prof. Dr. Rudolf L. K. Virchow (1821-1905) şöyle diyor: “Ben sadece şunu bilirim ki; insan tıbbı ile veteriner tıbbı arasında bir fark yoktur, olmamalıdır da zaten. Bir alanda elde edilen deneyim diğer alanın gelişmesini destekleyecektir”. Yine Virchow’un öğrencisi olan, modern tıbbın babası olarak da bilinen Kanadalı Dr. William Osler (1849-1919), “Veteriner hekimlik ve insan hekimliği birbirini tamamlamaktadır ve tek hekimlik olarak düşünülmeli, kabul edilmelidir” demektedir. İşte bu sözler tıp literatürüne geçecek olan “Tek Sağlık” konseptinin ilk kıvılcımları olmuştur.

Tek Sağlık konsepti, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri ve Tek Sağlık Komisyonu tarafından paylaşılan tanıma göre şudur: “Tek Sağlık; insanlar, hayvanlar, bitkiler arasındaki bağlantıyı tanıyan optimal sağlık sonuçlarına ulaşmak amacıyla yerel, bölgesel, ulusal ve küresel düzeylerde çalışan, işbirlikçi, çok sektörlü ve disiplinler arası bir yaklaşımdır.”

Tek Sağlık konsepti, koruyucu hekimlik müessesini kendine mehaz alır. Yani amaç insanın hasta olmasını mümkün olduğu kadar engellemektir. Tarımsal ilaçlar, zoonoz hastalıklar, hayvan saldırıları ve yaralanmaları, vahşi doğa, gelişen sanayi ve teknolojinin olumsuz etkileri gibi birçok konuyu içinde barındırarak, beşerî ve veteriner hekimliği hatta ziraat uzmanlarını tek çatı altında toplamayı hedefleyen bir sistemdir.

Sistem oldukça etkili olmasına rağmen bir o kadar da uygulanmasını zorlaştıran engellere sahiptir. Bu engeller aslında bu yapının kendi dinamiklerinden değil, mevcut tıp sisteminin yap-boz düsturundan kaynaklanır. Medikal ilaçların yarar-zarar oranının dengesizliği, ilaç şirketlerinin tekeli, mama sektörü ve hayvansever derneklerinin piyasaya egemen olması sebebi ile para akışının buralarda bulunması maalesef Türkiye’de ve dünyada bu konsepte geçişi hayli yavaşlatmaktadır.

Son 20 yıldaki pandemiler bu konseptin daha ciddi olarak ele alınmasına vesile olmuştur. Her biri hayvandan insana geçebilir, yani zoonoz, hastalıklar olan SARS, H5N1 (kuş gribi), Kolera, domuz gribi ve Covid-19’un pandemi halinde insanlığın gündemini işgal etmesi, Tek Sağlık konseptinin değerini küresel çapta göstermiştir. Çünkü gözüktüğü üzere tüm salgınlar zoonoz hastalıklardan kaynaklanmış ve insanlık buna erkenden bir çözüm bulamamıştır. Bu da tıp müessesini bölmek isteyenlerin gözüne, veteriner hekimliğin insan sağlığı üzerinde ne kadar önemli bir meslek olduğunu sokmuştur.

Zoonoz hastalıkların gelişimine bakarsak bugün dünya üzerinde insanlarda ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların yüzde 75’inden fazlasının köken olarak zoonotik olduğunu görürüz. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyadaki ölümlerin %20-25’i enfeksiyonlardan kaynaklanmakta ve bunun da %60’ının zoonotik nitelikte olduğu ifade edilmektedir. 1950 yılında dünya üzerinde görülen toplam zoonoz hastalık sayısı 86 iken günümüzde bu sayı 2002 yılı itibariyle 832’ye ulaşmıştır. Eylül 2012’de, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan toplantıda halk sağlığı açısından uluslararası öneme sahip, risk sıralaması durumuna göre 24 gıda kaynaklı parazit listelenmiştir. Yapılan değerlendirmede ilk dört sırada Taenia solium, Echinoccus granulosus, Echinococcus multilocularis ve Toxoplasma gondii’nin yer aldığı bildirilmiştir.

Bu zoonoz parazitlere baktığımızda çoğunun çiğ, pişirilmemiş ve yeteri kadar temizlenmemiş ürünlerden kaynaklandığını görmekteyiz. 21.yy’da gelişen gastronomi çeşitliliği ile hayatımıza giren az pişirilmiş etler üçüncü dünya ülkelerinde ciddi paraziter enfestasyonlara (salgın) neden olmaktadır. Avrupa’da ve Amerika’daki çoğu süt, et ve kombine çiftlik işletmesi paraziter ve mikrobiyal zoonozlardan ari olarak işlem görmektedir. Bu yüzden bu bölgede çiğ süt ve etten teşekkül ettirilen ürünlerin insan sağlığı açısından bir problemi olmamaktadır. Bununla beraber, aynı libası ülkemize veya daha az gelişmiş ülkelere giydirdiğimizde ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıktığını görmekteyiz. Bunun en büyük sebeplerinden birisi Tek Sağlık konseptinin ülkemizde uygulanamıyor olmasıdır. Bu sistemin uygulanabilir olması için öncelikle veteriner hekimlerin tıp sektöründe beşerî hekim kadar merkezi bir konum alması elzemdir.

Bu sistem ülkemizde oturana kadar biz neler yapabiliriz diye bakacak olursak eğer; öncelikle et, süt ve süt ürünleri, yumurta ve bal gibi hayvansal ürünleri tüketirken dikkatli olmalı, seri numarası olmayan ürünleri kullanmamalıyız. Yine aynı şekilde bitkisel gıdaları iyice yıkamalı, pişirme sıcaklığını minimum 650 °C tutmalıyız. Hastalanmama üzerine bir yaşam biçimi oluşturmalı, hastalanınca ise mevcut tıp sisteminin basamaklarını sıra ile çıkmalıyız. Yani önce acillere koşarak değil, aile hekimine giderek oradaki hekimin yönlendirmesine uygun bir şekilde hareket etmeliyiz. Bu gibi önlemleri alarak ülkemizde de Tek Sağlık konseptinin daha hızlı bir şekilde uygulanabilmesine yardımcı olabileceğimiz kanaatindeyim.

Sağlık ve huzurla…

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*