Asrın hastalığı; milliyetçilik

Merhaba değerli okurlar,

Malum yoğun ve hareketli günlerden geçiyoruz. Gündem çok hızlı ve sürekli değişiyor. Bu sayımızda yine güncel bir konuyu, ülkemizde ve dünyada gündemi işgal eden “ırkçılık ve milliyetçilik” meselesini ele almaya çalıştık.  Mesele çok geniş ve bütün yönleriyle eksiksiz olarak işlemek pek mümkün değil gibi görünse de yazarlarımız konuya farklı açılardan yaklaştılar ve oldukça güzel çalışmalar ortaya koydular.

Belirlediğimiz konu başlıklarıyla birlikte milliyetçiliğin ne olduğundan başlayarak önemli gördüğümüz noktaları nazarlara sunmaya çalıştık. Türkiye’de ırkçılık deyince akla gelen; Türk, Türkçülük, Kürt, Kürtçülük meselelerine değindik.

Daha sonra mülteciler ve göç/iltica bağlamında yükselen ırkçılık meselesine, Türkiye’de artan Arap düşmanlığının sebep ve neticelerine ışık tutmaya çalıştık. Bediüzzaman’ın milliyet anlayışı, elbette üzerinde durulması gereken bir meseleydi. Bundan başka; ırkçılığa İslam’ın yaklaşımı ve İslam kardeşliği meselesini “haccın ittihad-ı İslâm’a, uhuvvete vesile olması ve bu ibadetin ihmal edilmesiyle İslam milliyeti yerine ırkçılığın revaç bulması” bağlamında inceledik.

Tabii bir de ırkçılığın dünya çapında artması meselesi var. Bu noktada ırkçılığın dünya sahnesinde ortaya çıkış serüvenine, firengî bir hastalık olmasına da değindik. Bu ay, kapak dosyamızı zenginleştirdiğini düşündüğümüz bir de röportajımız var. Milliyetçilik üzerine detaylı çalışmaları olan Prof. Dr. Ahmet Yıldız, ricamızı kırmayarak hazırladığımız soruları sizler için cevapladı. İstifadeye medar olacağını umuyoruz.

Tüm bunlardan başka; Feyalilacep köşemizde “kabullenme tuşu” ve nasıl kullanılması gerektiği; Anlamlı Yorum köşemizde insanın kendini ve Rabbini tanımasına, kendi hakikatini bulmasına vesile olan bir “arayış”ın bahsi yer alıyor.

Eskimez Yazı’da “Havalar çok sıcak” diyenlere artık pek de aldırış etmemenizi sağlayacak bir hatıra, Farklı Yorum’da kapak konusu bağlamında tefekkürî birkaç düşünce yer alıyor olacak. Gezi-Yorum köşesinde Mekke’de sa’y vazifesini yaptıktan sonra Medine’ye geçen Henânî’nin artık kutlu beldeye vedasını okuyacaksınız. Keçeli’nin Kitaplığı’nda “Franny ve Zooey” adlı kitabın tanıtımı ve Seans Arası’nda “affedebilmek” meselesi yer alıyor. Keyfince Lügat ve Zihnin Çarkları ise bildiğiniz gibi… Birisi gayet keyfî ve edebî, diğeri zihinleri çalışmaya zorlayacak cinsten. Foto Yorum’da ise yine sizin gönderdiğiniz fotoğraflar…

Bunların arasına serpiştirilmiş iki şiir, baştaki Haber-Yorum köşesi ve İbrahim Özdabak’ın çizdiği karikatür de eksik değil elbette. Nurlu Yorum’u da unutmayalım. Kapak dosyasıyla alakadar Risale-i Nur’da geçen bahislerin derlendiği sayfamızı da zikretmeden geçmeyelim.

İyi okumalar!

İlk yorumu siz yazın

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*