Yapay zekâ penceresi

Yapay zekâyı ele aldığımız bu sayı vesilesiyle, dergi içeriğinden de esinlenerek düşüncelerimi ifade etmek istiyorum. Yapay zekâ, alanım olmamasına rağmen merakımı celbeden önemli bir konu.

Öncelikle; yapay zekâ nedir mesela? Nasıl gündeme geldi ve ne diye gündemi ve bilim dünyasını meşgul etmekte? Kim ihtiyaç duydu ve kimler tarafından ortaya atıldı? Kaderî cihetle hikmeti nedir, yoksa bir nikmet mi?

Çoğu insan yapay zekânın iş dünyasını ve dinamiklerini değiştireceğini düşünüyor fakat kim bilir, belki de şişirilmiş koca bir balondur. Çok mu iddialı oldu? Ama insan düşünmeden edemiyor, kim muhatabının bir robot olmasını ister ki? Kim robotlarla iş görmek, insansız bir yönetici olmak ister? Ya olayın psikolojik yönü? Yalnızlıktan sıkılan insanlar mı yapay zekâya sarılır? Belki de fıtraten sosyal olan insan gittikçe yalnızlaşır?

Ya da, dedikleri gibi bir devrim mi? Yeni bir çağ olarak “Yapay Zekâ Çağı” mı geliyor? Kim bilir…

Yapay zekânın iyi yahut kötülüğü, kullanana göre değişiyor olsa gerek. Denir ya, klasiktir; bir bıçak gibi. Ekmek de kesersin, adam da. “Ayna ayna, söyle bana…” misali, aynaya sahip olan onu dilediğince konuşturur. Ya da Alaaddin yok mu, lambası olan? Günümüzdeki ekran lambalarını ovalayınca cin misal yapay zekâ çıkıp “Dile benden ne dilersen!” derse ne olur halimiz? O zaman bu lambayı kimlerin kullanacağına dikkat etmeli.

Biz kullanacaksak eğer, nasıl kullanmalı? Bir kullanım kılavuzu vardır heralde. Yapay sonuçta, yapanlar bunu düşünmüş olmalı. Eğer yoksa, kullanım kılavuzunu da biz belirleyeceğiz belki. Dergi bundan da bahsediyor işte.

Bir de bu kadar popüler olan bir mesele hakkında “yaş ve kuru her şey içinde yazılı olan Kur’an” ne diyor acaba? Bu da dergide yer alan, merakları üzerine çeken bir yazı.

Ayrıca peygamberlerin ilk mucitler olmasından yola çıkarak; hani Hz. Süleyman’ın rüzgara binişiyle uçağın, Hz. Musa’nın kayadan pınar fışkırtmasıyla sondajcılığın ve hakeza, acaba yapay zekânın tarihi nerelere varacak diye de düşündük ve bununla ilgili de bir yazımız mevcut.

Bunların dışında “yapay zekâdan ahiret inancına bakış” ve “yapay zekânın zekâtı” gibi konuyla alakalı başka yazılar ve derginin olmazsa olmaz köşeleri bu ay da sizleri bekliyor olacak.

1 Yorum

  1. Yapay zeka sadece kullananın iyi veya kötü olmasına göre değil, kendi özelliklerine göre de faydalı veya zararlı olabilir. Son dönemde insansı ses özelliği yüklenen meşhur sohbet robotunun sakıncalı olduğunu düşünüyorum mesela. Çünkü insansı duygulara sahip olmadığı halde öyle gösterilmeye çalışılmış. Kullanan insanlar onda bir ruh varmış zannedebiliyor. Ona saygılı konuşmaya çalışıyor. Bu ise putlaştırmaya açılan kapıdır zannediyorum. Kuran’da verilen önemli örneklerden birisi malumunuz Bakara örneğidir. Şu ayet penceresinden bir bakalım:
    –Mûsâ’nın kavmi, kendisinin Tūr’a gitmesinin ardından süs takılarından böğürür gibi ses çıkaran bir buzağı heykeli yapıp ona tapınmaya başladılar. O heykelin kendileriyle konuşmadığının ve onlara bir yol göstermediğinin de mi farkında değillerdi? Buna rağmen onu tanrı edindiler ve zâlimlerden oldular. A’râf / 148. Ayet,

    Geliştirilen teknolojiyi Allah’ın yarattıklarına benzetmek sakıncalıdır. Oysaki böyle benzetme çalışmaları yapmadan da yüksek verim alıp kullanmamız mümkündür.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın:

E-Posta adresiniz kesinlikle gizli kalacaktır.


*